31.3.15

Puslu Kıtalar Atlası

Hani çok susamışsındır da suyu bulduğunda kana kana içersin. Ne suyun bitip bitmeyeceğini düşünürsün, ne karnının şişeceğini. Hatta tadını bile çok umursamazsın. 

Ama bazen de önüne serin bir bardak şerbet gelir. Ağzına damlası düşüp tadını aldın mı, nasıl yapayım da bu zevki uzatayım diye düşünürsün. Hatta bu uzatma hamlesi ile, bu zevke olabildiğince çabuk kavuşma arzusunun arasında kalırsın.

Bazı kitapları alırım elime, okumak durumundayımdır, kaçış yoktur. Ama kitap ilerlemez, bitmek bilmez. Izdırap haline gelir. 

Bazı kitaplarsa, sular seller gibi gider. Ne zaman başladım, ne zaman bitti anlamam.

Gel gör ki elimdeki kitap, hayatımda ilk defa lezzetinden damağım kamaşırken, bitmemesi için ağır ağır yudumladığım şerbet gibi, kendimi okumaktan alıkoyduğum bir eser. İlk bakışta birbiriyle bağlantısı çözülemeyen hikayelerin aslında bir dantel gibi birbirine bağlı örüldüğü ortaya çıkıyor. Besbelli ki bunların hepsi büyük bir örtünün parçaları. 

Okurken örülüp işlenmesine şahit oluyorum ve bittiğinde tek hamlede serilip herşeyin üstünü örteceği o zevk anını, tadını çıkarmak adına olabildiğince geciktirerek, sabırsızlıkla bekliyorum.