14.12.09

Yolladık Kardeşimi

Vakit yaklaşınca önce veda fasıllları. Kahvaltılar, toplantılar, buluşmalar.

Derken sıra toparlanmaya geldi. Alışveriş, çanta toplama. Bozuk para bile lazım orada.




Ve sonunda yollama. Tren garında son sarılmalar, vedalaşmalar.

Güle oynaya gitti güzel kardeşim vatani hizmetini yerine getirmeye.





















































15.11.09

İznik'teydik-We were in Iznik

Birkaç hafta önce Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi organizasyonu ile İznik'e gittik. Keyifli bir gemi yolculuğu ile başladığımız turumuzda, şube başkanımız sayın Eyüp Muhçu ile beraber olmamız başlı başına bir keyifti.

Turumuzda önce İznik Müzesi'ni, ardından Şeyh Kudbettin Camii'ni gezdik. Yeşil Cami'nin çinileri, müzedekilerden daha fazla etkiledi bizi. Sarı Saltuk Türbesi'nden sonra Çandaroğulları Türbesi'ni ziyaret ettik.



Kırgızlar Türbesi'nden sonra Hacı Özbek Camii'ni gezdik. I. Murat Hamamı, antik çini fırınları, Roma Amfi Tiyatrosu, Ayasofya sonraki duraklarımızdı. Bu arada İznik Gölü kıyısında balık keyfi yapmayı ihmal etmedik.



Şehir Roma şehri üstüne kurulmuş. Halen kullanılan yollar kazıldığında bile eski Roma yolları ortaya çıkıyor. Çini atölyeleri de halen üretime devam ediyor.






A couple of weeks ago we went to Iznik attending an organization of Chamber of Architects Istanbul Metropolitan Branch. The tour started with a great boat trip. Company of Eyup Muhcu, Head of Istanbul Metropolitan Branch was precious for us.






We started with Iznik Museum. And moved on to Seyh Kudbettin Mosque. Ceramics in Yesil Mosque were more impressive than the ones in the museum. Then we visited tomb of Sari Saltuk and Candarogulları.

After Kirgizlar Tomb, we moved on to Haci Ozbek Mosque. Murat I Bath, antique ceramic workshops, Roman Amphitheater, Hagia Sophia were the following stops.




A fish meal along the shore of Iznik Lake was something we cannot miss.

The town was founded on the ancient Roman city. Even the roads thar are currently being used are Roman routes. And the ceramic workshops keep the old tradition alive, producing ceramics of various style.

















































































































































































4.10.09

Bayram Kaçamağı


İkimizin de işleri hafiflemek yerine yoğunlaşınca, bize bu yaz tatil kısmet olmadı. Biz de Fırsatları değerlendirip kaçamak yolu aramaya başladık. Kopardığım 1 günlük izinle Ramazan Bayramı çok güzel bir fırsat oldu bizim için.



















Çerkezköy ve Çanakkale'ye uğrayıp ziyaretleri gerçekleştirip hasret giderdikten sonra Ege sahilini izleyip İzmir'e vardık.


Evsahiplerimiz kuzenim ve eşi Gülcan ve Emre Kayıkçı bizi çok güzel ağırladı. İzmir'de gezip onların evinde güzel yemekler yiyip sahilde çay içtik.



Sonra Gümüldür'deki yazlığa geçtik. İki teyzem de eşleriyle oradaydı. Orada da çok güzel birkaç gün geçirdik hep beraber. Mangal fasılları bir yana, bol bol (üşüye üşüye de olsa) denize girip ense yaptık.

Çok güzel bir tatil oldu.














This summer our work got heavier instead of a bit relax. So we skipped the holiday. Adding an extra day to Ramadan Bayram, we had our short vacation.



















First to Cerkezkoy and then to Canakkale, we visited the relatives abroad. Then we moved on to Izmir along the coast of Aegean Sea.


My cousin and his wife, Gulcan and Emre Kayikci made us feel quite comfortable. We ate at them, wandered around in Izmir, drank tea watching Izmir bay.

















Then we passed to the summer house in Gumuldur. Both of my aunts and their husbands were there. We spent a couple of days there with barbeque, swimming in the cool sea and leisure.

This was a long missed vacation.




















3.9.09

Uzun Bir Gece - A Long Night















Çok uzun zaman olmuştu, kendimi ödüllendirmeyeli, kendimi mutlu edecek birşeyler yapmayalı.


Geçen Cumartesi (29.08.2009) akşamı bu aralığa bir virgül koydum. Gezenbilir grubunun organize ettiği 3. "Ramazan Gecesi Fotoğraf Gezisi" etkinliğine katıldım.

















It has been long since I hadn't done something just for myself.


Last Saturday (29.08.2009) night I put a comma to this. I attended a night photo tour organized by Gezenbilir.














www.gezenbilir.com sitesindeki kayıt 120 kişinin üstündeydi. Sultanahmet'deki buluşmada sayı buna yakındı.


Ramazan yüzünden çok kalabalık olan Sultanahmet'de fazla zaman kaybetmeden önce Sirkeci, Galata Köprüsü'nden de Karaköy'e geçtik.















The number of people who put their names on the list in www.gezenbilir.com was well over 120. The meeting in Sultanahmet was close to that.


Sultanahmet was very crowded because of Ramadan. So we slipped to Sirkeci and then to Karaköy via Galata Bridge.
















Perşembe Pazarı'nın bazen ara sokaklarından, bazen de sahil şeritinden geçerek Unkapanı Köprüsü'ne yöneldik.






















We headed to Unkapanı Bridge walking through Perşembe Pazari using both the coast strip and the alleys.
















Gece herşey sakin, huzurlu, uykuda, beklemede...
















Everything was patient, peacefull, sleepy, waiting for the next day...
















Gece geçtiğimiz yolların bir kısmı, sabah dönüş yolumuzu oluşturdu.
















A part of our route at night was the way we got back in the morning.















Haliç'in Boğaz'a yakın kısımları ışıl ışılken içerilere girdikçe karanlık ve sakinlikle yüzleştik.













Although Haliç's end close to the Bosphorus was shiny and active, we faced darkness and patience as we moved in.
















Tabii saat ilerledikçe yanımıza aldıklarımız yetmemeye, midemiz kazınmaya başladı.


Tüm grup yemek molası verdiğinde, peşimizde sürüklediğimiz komşularımız Pınar ve Mesut ile beraber oturduk.













As the clock moved forward we realized that we were getting hungary more and more.


When the whole grup stopped for a meal we sat with our neighbors Pınar&Mert whom we dragged with us to this trip.





















Sonra, kolay kolay ziyaret etmeyeceğimiz tarihi eserleri fotoğraflayarak Feshane'ye yöneldik.


Then we moved on to Feshane while photographing the historical beauties which we don't visit quite often.















Feshane ve Eyüp Ramazan dolayısıyla ışıl ışıl, capcanlı ve adım atılmayacak kadar kalabalıktı.
















Feshane and Eyüp was quite bright, lively and very very crowded because of Ramadan.


















Sonra mezarlığın içinden geçerek Piyerloti'ye tırmanmaya başladık.


Tekrar sessizliğe gömüldük.





















Then we started climbing towards Piyerloti, inthrough the graveyard.


We were in silence again.















Piyerloti gezimizin son noktasıydı. Orada günün ilk ışıklarını karşıladık. Hava aydınlanırken şehir hala uykudaydı.
















Piyerloti was the last point of the tour. We met the first light of the day there. While the sky enlightened, the city was still asleep.
















Gökyüzü yavaş aydınlanırken ışıklar hala sönmemişti ve çok güzel görüntüler çıktı ortaya.


Biz de son karelerimizi çektik orada.

Grup dağılırken hala 90 kişi kadardı.
Pek kalabalık.















While light filled the sky slowly, the city lights were still on and we got beautiful shots then. These were the last shots of the day.


At the end of the tour we were still 90 people or something.
What a crowd...


















Bir önceki gecenin karanlığında geçtiğimiz geçitlerden sabahın ilk ışıklarında geri döndük.


First light of the morning where used to be darkness the night before.





















Ve eve dönüş yolculuğu.

Vücut yorgunluğu yanında zihnen tatmin olmuşluk.

And the trip back home.
Bodily tiredness versus mental satisfaction.











Ve yepyeni bir Pazar sabahı, Boğaziçi'nin huzur veren sakinliği.


And a brand new sunday morning with Bosphorus' soothing peace.