Geçtiğimiz Pazar (03.02.2008) artık memleketimiz sayılan Kocaeli'ne bir gezi düzenledik. Amaç hem yeni işyerimizi görmek, hem birkaç kitap taşımak, hem de önümüzdeki dönem çalışmalarına yönelik çevre gezisiydi. Dolayısıyla ilk durak Anıttepe Yerleşkesi.
Önce çiçeği burnunda hocahanımı makamında ziyaret.
Biraz dinlenceden sonra kitapları yerleştirdik hanımefendinin dolabına.
Sonra gezimizin belkemiğini oluşturan Saraybahçe Bağ Çeşme'ye geçtik. Burası Kocaeli'nin kurulduğu yer. En eski mahalle o sebeple. Elimizde belediyenin hazırlamış olduğu tarihi yapıların işaretli bulunduğu haritalarla başladık dolaşmaya. Önce en tepeye çıktık. Tepede bir meydan, bir tarafı şehitlik/mezarlık, diğer tarafı cami ve evler. Evler tepeden aşağı doğru yayılıyorlar.
Biz de meydandan aşağı doğru, evlerin arasından inmeye başladık. İlk ara sokaktan yamaç kısmına ulaştığımızda muhteşem manzara karşıladı bizi.
Tepe o kadar dik ki, birçok yerde yollara ek olarak ara yürüme yolları oluşturulmuş. Çokça kullandık bunları.
Tepe tamamıyla sit alanı olduğu için yapıların tamamı koruma altına alınmış durumda.
Ama koruma altına alma, müdahalelerden koruma olarak algılandığı ve uygulandığı için onarım imkanı olmayanların yapıları kendi haline bırakılmış durumda.
Bu arada bu karede yeni ve eski şehir bir arada görünüyor. Aynı zamanda yapılan ve dokunulmayan arasındaki fark da gözler önünde.
Birçok kişi imkansızlıklar dolayısıyla pek zavallı çözümlerle ihtiyacını karşılamaya çalışmış.
Bazıları da Koruma Kurulu'ndan koparabildikleri izin sınırları içinde müdahalede bulunarak ihtiyaçlarını karşılamış. Tabii yapı eski hallerin üstüne yapıştırılmış yeni çözümler, çok komik ve acı görüntüler ortaya çıkarmış.
Çöküntünün ve yıkımın boyutları insanın içini acıtıyor.
Şahıs mallarının çoğu gibi kamusal unsurlar da kaderlerine terk edilmiş durumda.
Bazı yapılar içinse yıkım çok daha hızlı ve geri döndürülemez derecede ölümcül gerçekleşmiş.
Boş kalan, kapısı penceresi açık yapıların içine giren çıkan belli olmayınca, iyi ihtimalle çöplüğe dönüyor. Yangın ise diğer bir ihtimal.
Ama bu eski mahalledeki eski yapıların çoğunluğunda hayat devam ediyor. Bu kısmen yıkık minareden ezan sesi dinlemek ayrı bir keyif.
Tabii hep yalnız dolaşmadık mahalleyi. Yakınan yaşlı amcalar kadar koşuşturan genç arkadaşlar da bizimleydi.
Birbirine komşu olmuş eski ve yeni yapılara tanık olduk.
Tabii tepeden aşağı doğru gezimizde, tek bir güzergah kullanmak bizi kısıtladığı için bazı yerlerde tırmanmamız gerekti.
Tarihi tepe gezimizin sonunda, eteklerde, restore edilmiş, çok düzgün yapılarla karşılaştık.
Bunlar genelde konut olarak kullanılıyor.
Ama tabii bütün tarihi yapılar bu kadar şanslı değil. Yeni yapıların arasına sıkışmış, kendi haline terk edilmiş, yıkılmaya bırakılmışlar da var.
Saat kulesini ziyaret etmeden yapılmış bir Kocaeli gezisi, tam bir Kocaeli gezisi sayılabilir mi?
Kocaeli kent merkezinin en civcivli yeri, eski tren yolunun yürüyüş yoluna çevrilmesiyle ortaya çıkarılan geniş ve hareketli Hürriyet Caddesi. Dönüş yolumuzun son kısmını oluşturdu.
Ve gezimiz başladığı yerde son buldu. Okulun orada.
1 yorum:
Eline sağlık çok güzel olmuş. Fotoğrafları çok beğendim.
boncuk hanım
Yorum Gönder